fildişi kulemi mütevâzı, sade döşedim.
ama evvelinde başka bir şey oldu. anlatayım.
tebdil-i kıyafetle halkın arasına karışmıştım. güzel, iyi, doğru insanlar vardı. keyifli bile gelmişti bu temas ve bin yıllık ürkek selâmlaşma ve kaçan gözlerin yerini güzelce almıştı. mağaramda korkarak gölgeleri izlemektense çarşıda olmak eğiticiydi de hatta. ötekinden sekerek kendimi anladığımı anladım.
gel zaman git zaman, dostlar kadar düşmanlar da arttı ve herkese âdil olsan da herkes ile iyi olmanın bir yolu yoktu. alkış kadar yuha da başladı; ben ikisine de tâlip değildim üstelik. daha bunlara alışmamışken tapınış ve linç edişler başladı ve mağaramda hayal ettiğim şeyin bu olmadığını anladım. kaçtım. kaçmadan evvel, şunu düşündüm.
sürü tuhaftır. döverek tanır seni. denize atmak, uçurumdan yuvarlamak, onun selâm verme biçimidir. sen korkarak veya onurun için kaçarsın ama her iki ihtimalde de arkandan “kibirli” diye bağırır. yo, hemen “kibirli” demez. ağzından -olur ya insanlık hâli- “ben” diye bir kelime çıkar, adın “bencil”e çıkar. sen boşuna yırtınırsın kelimelerin anlamını, değerini konuşmak konusunda çünkü onlar tek başına bağırmaz sana. yirmi kişi sana “egoist” dedi mi feleğini şaşırırsın. bir ikisine tokat atayım dersen bir kamyon dayak yersin. seni hamur kıvamına getirene kadar döverler. sonra da yoğururlar. kaç. kaç da arkandan küfretsinler.
ha, şöyle şeyler de olur. sürüdeki o çakalların, vahşilerin arasına karışmış iyi kalpli, güzel yürekli saf insanlar vardır. onlar göğe bakar gülümser ve senden özür diler, sana teşekkür eder. sanırsın ki bir an -bir peygamber edâsı ile- üç beş ile başlasam, ıslâh ederim tüm sürüyü. hani sanırsın ki bir ikisi yayılan bir damla gibi. sakın! o yerleşik öğretinin çakal kelleleri, köşeleri kapmış vampirleri, bin yıldır idman yapıyor adam kaptırmamak için. sen onu bunu ıslâh etmeyi bırak, kendi canını kurtarmaya bak.
hâsılı dostlar… mütevâzı fildişime beklerim. size elit, mütevâzı bir çay ikram ederim.
*omurga 2.etik 3.estetik acı aforizma ahlak akıl anlam aşk ben bilim cemiyet değişim dolunay doğa duygu edebiyat estetik etik evrim felsefe insan kitap kötülük mimesis mutluluk nietzsche psikoloji sanat sevgi sinema sosyoloji söyleşi sürü tekamül tin us varoluşçuluk zeka çürüme ölüm özgürlük şair şiir şizofren
