insanlık târihinin en düşük zekâ seviyesine sâhibiz. niçin mi? izin verin açıklayayım…
çağlar boyunca ortalamada, 20 yaşından evvel 1-2’sini dünyaya getirip, totalde 4-6 arası çocuğa sâhip olan aileler oldu. eğitimli veya burjuva kesimin daha çok çocuğa sâhip olması da beden işçilerinin veya askerlerin sağlık ve ömür sorunları yüzündendi. böylece çok basit bir sun’î seleksiyon gerçekleşmiş oluyor, gen havuzundaki zekâ geni frekansı giderek yükseliyordu. yâni daha zekinin üreme ihtimali daha yüksek olduğu sürece en basit doğa kanunu gereği sistem zayıf olanı eliyordu. bin yıllar böyle geçti ve ms 1850’lere kadar insan zekâsı devamlı yükseldi.
sonra bir şey oldu; kapitalizm, bu temel doğa kuralını tersine çevirmek istedi. “eğitimli” ailelere, aile planlaması denen saçmalık ile kondomları överken, “allah bakarcı”ları aşağıladı. bugün gerçekten de beyin işçileri, beden işçilerine nazaran ortalamada çok daha az sayıda çocuğu üstelik de geç yaşlarda görüyor. tabiî ki, eğitimli anneler üreme sağlıklarının son demlerinde (30-35) hem de sezaryen yaptıkları tek bir adet çocuğun(?) niçin depresif, obez, uykusuz, intihar eğilimli ve narsisist olduğunu bir türlü anlayamadı. üstelik her şey tamdı! sonra bu “eğitimli” anneler, 15 yaşındaki mültecilerin sokakta yaptıkları doğumlarda sapasağlam, çöpte yaşayabilecek güçte çocukların çıktığını görüp, parmak ısırdı. “her şeyi tam” olan berkcan, haftanın 3 günü hastanedeyken, kucağında 5 çocukla kaldırımda oturan anne mutluydu. bu nasıl oluyordu?
işte kapitalizm, amacına ulaştı. eğitimlilere verdiği “doğum-kontrol” övücü konferanslar işe yaramıştı. bu, 2 şeye yol açtı: insan türünde zekâ geni seyrelmeye başladı ve her geçen 30 yılda biraz daha aptallaşan bir tür olduk. basit bir hesapla bir burjuva aile evlenmek için 30 yıl, çocuk için 5 yıl boyunca düşünür de düşünür. bir çocuktan sonra pes eder ve o da evlenmek için 30 yıl düşünür. fakat 30’una gelmeden 5 sağlıklı çocuğa sâhip olan bir beden işçisi ailesi, 45 yıl içinde 23 kişi olurken, burjuva aile 3’te kalır. pandaların soyu niçin tükeniyorsa, avrupalının da soyu o yüzden tükenecek. bugün, 7 milyarlık bir köle ordusuna sâhip kapitalizm. sırrı da kondomlar. ama hâlâ yeterince aptal değiliz. 2100 yılında 11 milyarlık bir moron ordusu dünya küresini tamamen kaplamış, hizmet ediyor olacak. korkmayın, o günleri sizin çocuklarınız görmeyecek çünkü hâlâ ortada yoklar! ey dünyanın bütün “eğitimlileri”, çocuk yapın! uykunuzdan başka kaybedecek bir şeyiniz yok. kazanacaksa bir dünyanız var!
şimdi, tekrar soruyorum: teknolojik gelişmeler bir ilerleme midir? insanlık çağlar boyunca gelişmiş midir? ilkel insan, sâhiden de ilkel midir? yâni asıl soru şu; “insanlık nereye gidiyor?”
cennetten kıyâmete mi?
eşyadan filozofa mı?
*omurga 2.etik 3.estetik acı aforizma ahlak akıl anlam aşk ben bilim cemiyet değişim doğa duygu edebiyat estetik etik evrim felsefe hayat insan kitap mimesis mutluluk nietzsche psikoloji roman sanat sevgi sinema sosyoloji söyleşi sürü tekamül tin us varoluşçuluk zeka çürüme ölüm özgürlük şair şiir şizofren
kanaatiniz nedir?