çok şükür pek sevilmem. sevilmeyi de sevmem.
çevreme baktığımda çoğu kişinin gizli de olsa sevilme istenci içinde olduğunu görüyorum. herkesin birden sevdiği şey çiçek bahçesidir. bunca kötülüğün olduğu yerde karakterli insan nasıl herkesçe sevilir? hiç düşmanın ve sevmeyenin yoksa, veya gıybetçin veya tuzakçın, üzgünüm sen maalesef bir karakter/şahsiyet/kişilik yoksunusundur.
inançlısına söylüyorum, günahımı alıyorsun, diye bir tabir vardır. ne demek? yani aleyhinde konuşulması sana puan kazandırıyor demek. aleyhinde konuşulmaya hak kazanmışsın demek. bir düşünün hele, aleyhinde konuşulmaya değmeyecek insan isen ölüden ne farkın kalır? ölünün arkasından konuşulmaz.
itibar, saygınlık, haysiyet gibi kavramlar o kadar fos ki. herkesin alkışladığı olmak en aşağı bir politikacı olmak demek. taşlanan olmak da sokrates olmak, spinoza olmak. bugün dünyayı yönetenler, kendi yaşamında sevilmeyen ölmüşler.
tabii arada da taşı atan elleri kontrol edip tikelci koyunlar olduklarını görmek, onur!
o yüzden yolda yürürken yandaki kahvede arkandan konuşulduğunu, bazı grupların sana diş bilediğini, nefretlilerinin, çekemezlerinin olduğunu biliyorsan, o gün yeterince insan olmuşsun demektir. ne mutlu sana! rahat uyu. yarın git, yeni düşmanlar bul kendine.
*omurga 2.etik 3.estetik acı aforizma ahlak akıl anlam aşk ben bilim cemiyet değişim doğa duygu edebiyat estetik etik evrim felsefe hayat insan kitap mimesis mutluluk nietzsche psikoloji roman sanat sevgi sinema sosyoloji söyleşi sürü tekamül tin us varoluşçuluk zeka çürüme ölüm özgürlük şair şiir şizofren

kanaatiniz nedir?