arjantinli pis bir adamı tanıtacağım.
sinemada çok özgün bir tarzı vardır ve kesinlikle çocukların, hamilelerin, mutluların uzak tutulması lazımdır. ben çok severim kendisini ki sırf bu yüzden benden hazzetmeyebilirsiniz.
gaspar noé
bu adam dediğim gibi, pis. fazla marjinaldir. mesela fransa gibi akp’nin yönetmediği bir yerde bile, “milli değerlerimize aykırı” filan diyerek salonu terk eder izleyici. gasper, sadece kötü yorumları okurmuş ve salon, filmi yuhalamazsa üzülürmüş. mesela climax filmi biraz sevildi diye şaşırmış.
öncelikle izlenebilir filmlerinden bahsedeyim:
climax ve enter the void
azıcık alışınca -ki en meşhur filmidir- izlenebilecek olan:
ırréversible (monica bellucci tecavüz ve işkence görür dakikalarca)
sonra da diğerleri ve en son, yürek dayanmayacak olan:
love (baba, yanlışlıkla yaptığı bebeğinden ağlayarak özür diler)
şunu belirteyim, pornografi, cinayet, şiddet, ensest, kan ve korku unsurları ile dolup taşar filmleri ki subliminal kısmından hiç bahsetmiyorum. garip bir çekimi vardır filmlerinin çünkü çok gerçek bir marjinaliteyi anlatır gerçekçi bir dille. dikkat ederseniz öz ve form için ayrı ayrı kullandım “gerçek” sözcüğünü.
sinema okullarında bir iki türk taklidi çıkmaya çalışıyor ama mümkünü filan yoktur bu coğrafyada bu dilin. tarkovsky’yi bize uyarlarsanız nuri bilge olursunuz ama bu pis adamın bizde karşılığı hiç yok. yani bu coğrafyada bu uç hayatları bu uç dille anlatamazsınız. en başta kameraman döver sizi, sonra yapımcı. seyirciye gelinceye kadar yemediğiniz dayak kalmaz, ülkeden kaçarsınız.
önermiyorum herkse. izlemek isteyen de piramit doz artırım tekniği ile izlesin, bünyeye dokunduğu yerde bıraksın.
*omurga 2.etik 3.estetik acı aforizma ahlak akıl anlam aşk ben bilim cemiyet değişim doğa duygu edebiyat estetik etik evrim felsefe hayat insan kitap mimesis mutluluk nietzsche psikoloji roman sanat sevgi sinema sosyoloji söyleşi sürü tekamül tin us varoluşçuluk zeka çürüme ölüm özgürlük şair şiir şizofren

kanaatiniz nedir?