sanırım her şey o anlamsız iç bunaltısı ile başlıyor. o her şeyden kaçırıcı, o her şeyden soğutucu, zevk aldırmayıcı his ile. o his bir yardım çığlığı, kendin olmaktan uzaklaşmana atılan. bir gaflet sarhoşluğu damlatarak, uykular ve oyalanmak ve gevezelik ve aşırı çalışmak ile susturabilirsin o sesi. çoğunun yaptığı budur. devamlı susturulmak o sesin kendilik çığlığı atabilme mekanizmasını bozduğu için hepten susar ve isyanları bedensel hastalıklar olarak çıkar. reglin şaşar, migrenin azar. şâyet o sese kulak verilirse bir belalı mâcerâ başlar. kısa bir bakışla görürsün ki hayatın senin değil, sana âit olanlar ve aynadaki de öyle. bedenin bile ikinci el, arkadaşların emânet ve yaşadıkların puslu birer yalandan ibâret. sen kendin değilsin, kendinde de. bu acı fark edişten sonra, o çığlığa kulak verdiğine pişman olur ve acılar içinde dalarsın tekrar vazgeçtiğin gaflet hamlesine.
çalış, uyu, iç, gevezelik et… ama tatmışsındır bir kere. bir sinsi vızıltı gibi kulak memende inleyen şey tüylerini ürpertir. gerçek hayat denen devrimin kokusu burun deliklerindedir. tuvalet ve uykudan çıkar ilk önce bu tuhaf hâl.
yeni ödev: asıl kendin! kötü olmayı göze alamayan kendisi de olamaz. ufak dönüşüm girişimlerine başlarsın ama ilk direnci ailen gösterir, arkadaşların, işin, okulun. “kötü”sündür. atalet denen şey, seni sabit tutmak için el ele verir. ısrar edersen önce îkaz, sonra cezâ yersin. yaptığının saçmalık olduğu, sürüye uyman gerektiğini, sürü adâleti, sürü ahlâkı, sürü onayı ve sürü hedefleri ile yaşaman gerektiği söylenir. günahtır ve hatta ayıptır, âdetlere, geleneklere de aykırıdır.
dolar, sigorta hakkında konuşmalısın. kendin olmak ödevinde ısrar ettikçe, yavaşça kenara itildiğini fark edersin. el âlem ne der? kız vermezler, iş vermezler, yüz vermezler ve gün gelir selâm bile vermezler. öteki, deli, meczup, anarşist olmuşsundur. tırnakların içine çoktan girmişsindir. dâima geri dönüş hakkın da vardır. sürünün o azgın salyalı dişleri sizin tövbenizi her dâim kabul eder. öyle bir zaman gelir ki yalnızlığa mahkûm olmuş görünmeyişiniz, tek başınalığı bile isteye seçmişliğiniz ürkütür onları, korkutur. bu güce yaklaşamazlar. önce uzaktan kıskanır, sonra sürünüz olurlar.
2.etik (20) 3.estetik (12) acı (8) aforizma (22) ahlak (60) akıl (9) aşk (53) ben (7) bilim (35) cemiyet (11) değişim (8) doğa (12) duygu (8) edebiyat (50) estetik (9) etik (14) evrim (20) felsefe (137) insan (91) kitap (47) mimesis (13) mutluluk (7) nietzsche (9) psikoloji (143) sanat (11) sevgi (18) sinema (12) sosyoloji (88) söyleşi (13) sürü (8) tekamül (7) tin (10) us (11) varoluşçuluk (8) zeka (8) çürüme (8) ölüm (8) özgürlük (7) şair (9) şiir (34) şizofren (10)
kanaatiniz nedir?