on altı saat boyunca kirli yüzlerle gözün, kaba seslerle kulak memen kirlendi; hiç yoksa bu ikisi biraz dinlenmeyi hak etti. uyu şimdi.
kafana taktıkların, pürüzlerin, yarım işlerini uyanıklığın tamamlayamıyor işte; inat etme. uyandığında çözülmüş veya unutulmuş bulacaksın bütün her şeyi.
uyumayan uyanık da duramaz çünkü hiç tam olarak uyanamaz. oksimoron bir tezatla -yaşamak ve ölmek gibi- uykusuz ve uykulu olmak bir ve aynı şey bizim dilimizde.
geceleri uyumayanların yolundan çekilin, demiş nietzsche. nietzsche öldü. ölmese güçlenir, ölmek yerine uyurdu. çünkü güçlüler uyumayı hak eder sadece.
delirmeden önce ilk hasar gören şey tuvaletin ve uykun. onlara iyi bak.
bin yıldır gerdek bekleyen bir gelinin gelinliğine bürünüşü gibi bürün pijamalarını. o ılık uyku kokulu şeyler -bir annenin bebeği uyusun için beşiğe tülbent asışı gibi- ne güzel tütüyor, değil mi? tüm kostümlerin içinde öbür dünyayı gören tek zırhın onlar. güzelce bürün geceleri.
huzurlu sonsuz uyku için üzerine örtülen toprak yorganı sembolize eden o dalgalı çadıra da iyi sarıl. içinde sekiz saat geçirmek için küçük bir pencere bırakmayı unutma uykusuzların dünyasına açılan.
dünya küresi bir göz kırpışı gibi yavaşça yumuyor kendini sekiz saat. onun sana örnek olma çabasına izin ver.
uyu.
“uyu” için 3 cevap
[…] yerküre geceyi örter serince, güneşten yılınca. göz kürende de perdeleri görmek isterim görecek bir şey kalmayınca. güneşlerin aydınlatmadığı eşyada görecek ne var?eklemlerinin kemiklerinle sevişeceği şeyler var on saat. seni put gibi ayakta tutmaktan çok yoruldular artık. ölünce de doğmadan önce de yatar hâldesin upuzun. ayakta durmak senin neyine?yapış yapış maddelerin kokusundan, sun’î işlerden bıkmadın mı bütün gün? artık mânâ okulundan alacağın dersler var. doğru uykuya!az uyumakla övündüğünü görüyorum. bir körün böbürlendiğini gördün mü, bir çolağın, bir sağırın? yetişemediğine murdar deyici değildir onlar senin gibi. kendini uyanık sanan uykusuzların günahını çekmekten yorulduk.okuduğunu anlamıyor, ikide bir hasta oluyorsun. huzursuz olduğun için doktora gidiyor ve öfke nöbetlerine giriyorsun. rüyâ denen hekime koş, derim sana.rüyâ görmediğini iddia ettiğini görüyorum. hayır! hatırlamaman gereken şeyler görüyorsun. rüyâ görmek için uyumak zorunda olduğunu, tekrar uyuyabilmek için de uyanmak zorunda olduğunu bil. böyle, der mürekkep yalamışlar. göreceğimiz rüyâlar varmış ki doğmuşuz. gör!hastalardan kaçarak geçirdin gününü. hastalıktan kaçmak için de git uyu şimdi.piç ışıklarla gözlerine işkence ederken değil, pijamanı hazırlarken görmek isterim seni geceleri. ve uykunu çalan sahte dostları terk etmeni, uyuyan ve uyutanlarla sevgili olmanı.kanlı gözlerden yeğdir ılık pijama kokusu.uyumak istediğin yalanını çok yapmacık söylüyorsun. bedenini iknâ ederken görmüyorum hiç seni. kediotu içmeni, ılık duş almanı, dünyadan bıkmış gözlerine siyah bayraklar asmanı salık veririm. rüyâya aç olduğun hakkında bedenine ettiğin yemini duymak isterim.sana uzanmış barışçıl, davetkâr ellere kahve çekirdeklerini saçma! onlar uyanmayı hak edenler içindir sabahları.yerküre çekti perdesini. şimdi uyan, uyanmışlarla buluş ve tekrar uyumak için iyi sebepler bul.iyi geceler. […]
[…] devamlı izlemekten yorulan kelle kutumuz duyuları ve aklı dinlenmeye alır ve salt sezerek 8 saat geçirir ki biz buna “rüya” diyoruz. uyumayan gündüz görür, görmeyen […]
[…] devamlı izlemekten yorulan kelle kutumuz duyuları ve aklı dinlenmeye alır ve salt sezerek 8 saat geçirir ki biz buna “rüya” diyoruz. uyumayan gündüz görür, görmeyen […]
kanaatiniz nedir?