asal sayılar

  • 2 dakikalık bir metin-


gençtim. çok genç.

tübitak’ın tübitak olduğu yıllarda, birer milyon dolar ödül konan, çözülememiş yedi matematik problemi bilim teknik dergisi’nde yayımlanmıştı. ben de niyetlenmiştim, uğraşmıştım ve bir mektup ile çözümümü göndermiştim. bir ay sonra ‘çözüme yaklaşanlar’ başlığı altında adım geçiyordu. uğraştığım problem: goldbach sanısı. yaş: 16.

iki yıl sonra daha derin bir uğraş ile probleme tekrar yoğunlaştım: çözdüm ya da çözdüğümü düşündüm.

bu hikâye, benim bir milyon dolar alışım ile bitmiyor. başka bir kazanım ile bitiyor.

durmaksızın hayal kurmanın -veya belki matematiğin- bana kattıkları hakkında bir yazı bu. devamlı nobel (veya matematik muâdili) olan bir ödülü bir elimle kaldırdığımı hayal ederdim. sanırım çoğu gençlik çıkmazımdan bu tatlı ümit kurtardı beni.

yalanlar… yalanlar iyidir. çoğu zaman doğrulardan iyidir. o gün bu ümide inanmasam, gece gündüz bir matematik problemi ile uğraşmasam, kafayı buna takmasam, bunun için yaşamasam, tutunamazdım. çok da sebebim vardı çıldırmak için. beyin sulandırıcı gençlik savruluşlarım benim de vardı.

baktığım her yerde asal sayıları görerek geçirdiğim iki yılın ardından aziz nesin’in oğlu matematik profesörü ali nesin ve matematiğin aydınlık dünyası kitabının yazarı diğer profesör sinan sertöz ile görüşmüştüm.

matematikten felsefeye keskin bir direksiyon kırışı yaptım -husserl gibi- 2002’de ama bana kattıkları bâki kaldı. ve kim bilir… belki bir gün asal sayıların sırrını çözmeye çalışan bir çocuğun hikâyesini yazarım.

kanaatiniz nedir?

%d blogcu bunu beğendi: