intihar/ durkheim

  • 2 dakikalık bir metin-

psikoloji nedir, bilmeyen yoktur ama iş sosyolojiye gelince kafaların karıştığı oluyor.

şunu belirteyim ki bilim olmaya psikolojiden daha layıktır. bilim olması bir alanı daha değerli kılmaz, daha determinist kılar. psikoloji, içindeki davranışçı ve biyolojik yaklaşım ekollerini dikkate almazsak bilime değil felsefeye yakındır.

yani türkçesi; bireyin sağı solu belli olmazken, toplumun davranışlarını öngörebiliyoruz ki toplumu da sosyoloji inceler.

sosyolojinin babası olarak gösterilen bir iki aday var ama durkheim en hak edeni görünüyor. ben burada iki kere okuduğum ve çok önemsediğim bir kitabından, intihar’dan söz edeceğim.

her önemli kitap gibi, değeri sonradan anlaşılmıştır. durkheim, intihar denen olguyu vicdani bir kriz olmaktan çıkartıp, toplumsal bir hadise olarak inceliyor. evet, bu çok büyük bir yenilik çünkü intihar son derece ferdi bilinir. bu kadar ferdi gözüken bir eyleme bile cemiyet zaviyesinden bakabilmiş üstad.

üç intihar türünden bahseder, dördüncüsü de bir dipnotta geçer: bencil (ki sadece bu bilinir), özgecil, anomik ve fatalist intihar.

enlem derecesinin, hava sıcaklığının, saatin, yaşın, cinsiyetin, dinin intihar oranlarına etkileri acaba ne olabilir?

sosyolog olmak biraz da matematikçi olmak demek. durkheim tam bir veri analistidir ve istatistikler üzerinde isabetli yorumları titizlikle seçip çıkartabilir.

freud’un rüyalar devrimi gibi durkheim’ın intihar devrimi yirminci yüzyılın en başındaydı takriben ama çok önemli bir toplu travmayı hiç görmedi: birinci ve ikinci dünya harpleri. o yüzden insan ve toplum yorumlarında biraz noksanlık varsa bundandır.

ikinci konu da sıkıcı, fazla matematiksel tablo yorumlarını tek tek incelemeniz gerekmiyor; atlayarak okuyabilirsiniz.

ayrıca “müntehir” gibi güzel sözcükler için de ilkgelen’e teşekkür ediyoruz.

ben size özellikle kült kitaplar okumanızı öneririm. gıyaben anlatan, derleyici kitapları değil, birinci elden okumaları. lütfen dün çıkmış çocukları ham tüketmeyin de tarihin mayalamasına izin verin ve yüz yıllık imtihandan başarıyla süzülüp kalmış bu şaheseri alıp okuyun, böylece insanı biraz daha tanıyın.

kanaatiniz nedir?

%d blogcu bunu beğendi: