masmavi geceliğim tedârik ense ucumda
avuç diplerim rüzgâra dönük
kedi gibi ısınırken, tekerlek kenarlarından
zıpkınca fırladım fildişi kaldırımlara
barışık olmak erdem mi? yaka paçayım kendimle
ve ardından tende kıymık, bu esmer caddelerden
üfürüğü gıdıklarken tüylerimin üstünü
ay ışığı yandı söndü, yandı söndü aydınlık
ve yerlerde kum kadar çok, benim kadar az
kalemimden damlayan mürekkebim dağıldı
gözyaşı bombeli kâğıdım yatakaldı upuzun
ve yaşamak öyle zordu ardından gidenlerin
kendime şiir addettiğim yıldızlarım vardı
ve usulca suyu içilmeyen kuyuların dibine
çâresi bulunmayan bir yalnızlık damlattım
duvarların gaddarlığı ve bu soğuk mermerin
nefes kesen ciddiyeti beni kendime getirdi
bu yaşamak pek zordu, pek mistik, münzevî
ardımda gölge diye bir boşluğu bırakıp geldim
halka indirgenmiş bir şair kadar slogan iddialarla
susmazlığı bitmeyen bir vicdan kadar insaflı en az
ve henüz ölmemiş bir kadın kadar şirince
ansızın ölüverdim
17.8.9.38
kanaatiniz nedir?