savaşarak sevişenler üstüne

yazan:

  • 2 dakikalık bir metin-

seraph, neo’ya merhaba der demez kavgaya tutuşur ve bir süre sonra durur. neo bunu neden yaptığını sorar.

“savaşmadan kimseyi tanıyamazsın.”

öyle…

sevişerek sevişenlerden olduğumu anlamam geç yıllarıma rastlar çünkü herkesi ben gibi sanırdım evvelden. öyle. sanırım insanlar hudutları görmek istiyor ve daha iyi tanımak. daha iyi tanımak için en iyi yol olarak da itişmeyi seçiyor. bir çeşit dans… itmek, itişmek, dövmek, dövüşmek iyi bir tanıma ve hatta sevişme şeklidir çoğuna göre. karşılık da ver isterler. vermezsen sevişmiş saymazlar savaşmış saymadıkları gibi.

kedi köpeğin oynaşmasına bakın; tırnaklama ve ısırma ve havlama ve yaralanma vardır. şaşırmayın, sevişiyorlar.

benimle savaşmak hiç zevkli değildir; öfkesizliğimle cezâlandırırım. bakmayın, çoğumuzun öfkelenilmeye ihtiyacı var.

uzunca düşündüm ve gözlemledim savaşarak sevişenler üstünde. sanırım canlı kalıyorlar ve canlı hissediyorlar. omuzdaki kelebeği ürkütmemeye çalışmak pek canlı ve tutkulu görünmez. oysa kafatası ateşliler için sakin âidiyetler ihtiyaçtır ve yine bu huzurlu kafalar cırcır böceğinin sesini borazan gibi duymaktadır. kalp ve beyinleri çalkalanık olan durgunluk arar dışarıda ama içi yankılı bir mağara gibi sessiz olanlar gürültüye, savaşa açtır. benim teorim bu. yâni teorime göre içi fazla sessiz olan kendisini ölü sandığı için sakin denizdeki bir su yatağında uyumayı değil, dev dalgalarda sörf yapmayı ve bunu isteyenleri ister.

sıkılmanın mekanizması da bu. tez canlı, senin sıkılmamanı izlerken bile sıkılır. sıkıl ister. sıkılmazsan savaşır. savaşmazsan da.

her şey akmaktadır ve bu akışı düşünmek yeterince yormaktadır. ihtiyacımız olan şey bu gürültülü evrende yeni gürültüler değil, kafası yeterince ağrımışların huzurevi yoldaşlığı, sessizce uzakları izleyiş ve her gün birbirinin tıpatıpı olan uzun suskun yıllar.

kanaatiniz nedir?

önceki
sonraki

emre timur sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et