yazar olmak isteyenlere bir iki tavsiyem var. öncelikle biraz büyüyün. otuzu bekleyin meselâ. gençlik yazılarınız göreceli olarak acemi olacaktır. pişmek iyidir. otostop çekin, hapse girin, batum’a gidin, boşanın, hicret edin, bıyıklarınızı sarıya boyatın, alnınıza kamalı haç dövmesi yaptırın, saçlarınızı kazıtın, denize kıyafetle atlayın, çetelere üye olun, kâğıt toplayıp satın, sokağın ortasında şarkı söyleyin, duvara yazı yazın. hayatınızın roman olduğu, yazılsa film olacağı fikrinden çıkın. hatta bence “en” diye başlayan hiçbir şey olmadığınızı bilin.
sonra, okuyun. okumayı aşağılayanlara selâm dahi vermeyin. çıldırmış gibi, sapıtmış gibi, ayrım gözetmeksizin, gözünüzü kanatana kadar okuyun. okumak, yazdığınız şeyin nobellik olmadığı konusunda fikir verecektir çünkü çoğu roman kötü, çoğu şiir çok kötüdür. okumayı sinema ile de renklendirip bin kitap ve bin film devirmeden bir esere başlamayın.
üçüncüsü yazın. bolca yazın. ne olduğu önemli değil. şunun bunun için değil, yazmak için yazın ki yazma kaslarınız gelişsin. günlük, en samimi mesajlarınızı bile özenli yazın. bu size yazarak düşünmeyi öğretir. yaşa, oku, yaz; üç etti. bastırmaya niyetlenmeden bir iki yıl boyunca yazılarınızı ufak ufak paylaşın. yazdıklarınıza “berbat” diyebilen dostlar edinin.
sonra ret yeme süreciniz başlayacak ve buna hazırlıklı olun. benim çok hoş bir ret arşivim var. yayınevleri genelde beğenmez, dikkate almaz, para ister, revizyon ister. kitaplarınız okur ile buluştuğunda beş kuruşun cebinize girmeyeceğini bilin. yazarlık ile uğraşmak, bir boğaza daha bakmak demek. paranız olsun. bütün bu süreçleri başarı ile atlattıktan sonra bir satış çakılmasını göze alın. bu olursa depresyona girmeyin. satması için yazmayın çünkü burası türkiye; acun’un eski eşi filân satar.
dördüncü madde çok önemli: yenilmeyi sevin. satması, okunması, ödül almak, büyük yazar olmak için yazıyorsanız hiç başlamayın ama yenilmenin o tatlı zevki için bu işe girilir. yenilmeyi sevmeyen bence sanatçı olamaz. mâsumiyet filmi samuel beckett’ın o güzel sözü ile bitiyordu:
“hep denedin. hep yenildin. olsun. yine dene. yine yenil. daha iyi yenil.”