dünyada üç büyük aydınlanma oldu -biraz haksızca da olsa- ikincisini, islâm aydınlanmasını durduran adam olarak nam salmış âlimdir gazzâlî.
târihteki en önemli ve temel felsefe/teoloji metinlerinden biridir tehâfütü’l-felâsife, yâni filozofların tutarsızlığı; okunmalıdır ama güç metindir, uyarayım.
celal şengör gibi hegel’e “salak” diyebilecek kadar ileri giden bir adam bile gazzâlî’nin zekâsı karşısında şapka çıkartır. öyledir, dehşetli, ifrat bir zekâsı vardır ama bu zekâsını, mevcut bagajını sofitçe muhâfaza etmeye kullanmıştır.
felsefeyi eleştirdiğini iddia ederken filozofları eleştirmeye çalışmıştır. kendisine gelinceye kadar bin farklı fikirli bin filozof geldiği halde “filozoflar” deyip durduğu aristo’dur ki onu bile ibn sina’dan öğrenmiştir. bugün biliyoruz ki okumamıştır. gazzâlî “filozoflar” desin, siz bunu fârâbî ve ibn sina anlayın.
yirmi maddeye ayırır; on yedi maddede filozoflara zındık, der, üç maddede kâfir.
hayatı boyunca üç beş farklı duruşa savrulmuştur ve ne zaman bir fakihtir, kelâmcıdır, mutasavvıftır ve -en fenâsı- kadıdır, belli olmaz. kürsüden onu bunu kâfir ilan eder ki -hristiyanlıktaki aforoz müessesesi gibi- islâm’da mürted demek, canı/malı/ırzı helâl demektir. fârâbî ve îbn sînâ’nın başına gelen budur.
gazzâlî’nin en tehlikeli tartışması işbu kitaptaki 17. tartışmadır. ateş pamuğu yakmamaktadır gazzâlî’ye göre ve kendisinden yüzyıllar sonra hume’un da başına belâ olmuş bu nedensellik inkârı, tam bir çıkmazdır. bilimi durduran da işte budur.
gazzâlî’nin islâm felsefesi yükselişini tek başına durdurmuş olmasına, haksızca, dememizin sebebi moğol istilası’dır ama payları nedir, tartışılır.
yüz yıl sonra kendisine -târihteki en büyük aristo şârihi olan- ibn rüşd, tehâfut et-tehâfut, yâni tutarsızlığın tutarsızlığı kitabıyla cevap vermiştir: sen, ne felsefe ne din biliyorsun!
tekrar ediyorum, iki metin de son derece ağır olduğu için yalnızca alâkalısına tavsiye ederim ki alâkalısı okumuştur da zâten.
“gazzâlî hakkında” için bir cevap
[…] gazzâli der ki “ateş pamuğu yakmak zorunda değil. bu bir âdettir, kaide değil. “ […]
kanaatiniz nedir?