cemiyetin soy koruma programı olarak bin yıllardır çeşitli kültürlerde uygulanan bir ritüel var; evlilik, diyoruz. çiftin cemiyetten aldığı sevişme müsâadesine verilen ad.
müsâade almayan çift aforoz edilir, kınanır.
evveliyatında, doğan her çocuk hayatta kalmadığı için doğum kontrol denen şey de nispeten yenidir. yâni çocuk hedefi olmaksızın evli -hatta hayatta- kalmak çok yeni.
teori o ki eski kültürler komün imiş ve bugün küfür olarak kullanılan babasızlık hâli orada bir vâkıa ve hakîkat imiş. yâni herkes herkesin babası ve kısmen kardeşi. engels’in kitabına bakın derim.
dünyanın en eski mesleği de fahişelik filân değildir. fahişelik kentler kadar yenidir.
kimi kültürlerde poligami (çokeşlilik) doğal ve normal. ortadoğu’da erkek çokeşli iken hindistan’da kadın.
çok ayıp veya tabu olan pek çok şeyin öğretmeni toplum. özellikle cinsel kıskançlık öğrenme ile edinilir.
bilhassa türkiye gibi boşanmamakla övünen tuhaf ülkelerde aile içi şiddet daha çok. çünkü boşanma mutluluğun değil, cinnetin muâdili.
hazret-i aile müessesesi, yuva, ocak, evde kalmak gibi kavramlar bu sosyoekonomik sınıfsal ortaklığı aşırı kutsal hâle getiriyor.
daha garibi, gençlerin evliliği bir romantik aktivite ve mutlu olma tekniği sanmaları.
soyun önemi azaldıkça evliliğin önemi de yitecek. muhtemelen yüz yıl sonra bu eski kadim an’ane hepten bitecek, hâtıralarda kalacak.
evlilik hakkında

“evlilik hakkında” için 2 yorum