tülledim gelin misali şeffaflığımı, korkarak
duvaklarımı kuşanmadan baktım şaşı bakışlarına
kibritin mumu döllemesi gibi tazeydi ateşlerin
titreyişin de mum gibiydi veya belki eylül yaprağı
ateşe sarılmış gibi yandı söndü kollarım
ki tazeliğin olmasa ateşin hükümsüzdü
ateşin kadar şaşı bakışların da hükümsüz
ben ki gelin misali süsleyip sandığa kaldırdım gençliğimi
ölümlüydük aynalarda, sandıklarda ölümsüz
gözlerimi açtığımda sönmüş mumun dumanıyla baş başa
eylülün kuru yaprakları gibi un ufak oldun, yok oldun
bir iki damla ağlayıp yas tüllerimi kuşandım
en son omuz vatkamda küllerin kalmıştı bir tek
onu da akissiz aynaların boşluğuna doğru savurdum
5.9.18.6
kanaatiniz nedir?