âit değillik var oda havasında
boğazımı kesiyor sensizliğimin kokusu
nasıl bir sevmek, yaşarken ölmüşlüktür
nasıldır bakışım saplıdır duvara, sineğin cama çarpışı gibi
ve her nereye baksam ve hatta bakmasam da
yine gördüğüm şey, görmek istediğim son şeydir
oysaki havada tekilliğin sancısı vardır
penceremden ufkuma sürme çeken koskoca dağım
dümdüz olmuştur bir gecede
ki işte omuzlarımın yıkılışı da tıpkı böyledir
ölmek değil ölmek, benden önce ölmemişsen
olsun, seni sevmek, işte tam da böyledir
direnişim ölmeye nâzır ama yaşamak değil yaptığım
günde bir yudumla kaç günden biter bir bardak suyum
nöbetlerim sıklaşıyor, seni sevmek nöbetlerim
ne çâre, taşlar kafamdan önce parçalanıyor
uykumda karabasan, uyanıklığımda kâbus
bu öyle bir seviş ki ne yapsam beni sana getiriyor
ah, bin kişilik âşık çıkar, yüreğimi damıtsam
boğazımda iki büklüm sıkışmış bir îtiraf
büyüdükçe güçleşiyor bunu laflara sığdırmak
kafatasımı eritsem de yerin soğuk mermerinde
dileğimi fısıldayıp uğurböceği uçursam
odamın duvarlarını sevsem, onlar beni okşasa
işte tam bu durumda nöbetlerim kuşatsa
ölüşüm, doğuşumdan gümbürtülü olsa
yine anlatmış sayılmam; seni sevmek böyledir
yaşamak değil yaşamak, sonsuz sensiz bir seni
olsun, seni sevmek, işte tam da böyledir
25.10.6.38