yeni kitap: ödev

yazan:

  • 2 dakikalık bir metin-

ödev-nasıl kendim olurum?

insan olarak doğduk büyüyoruz, evet ama bu tiyatrodaki görevimiz işe, okula koşuşturmak mı, yoksa başka pınarların suyuna mı talibiz? biz cemiyetin ezberlettiği kimliklerimiz miyiz, yoksa o kimlikleri aşkın kendilikler mi? biz neyiz?

yeni kitabım, yedinci evladım bir deneme: “ödev-nasıl kendim olurum?”

edebiyatla meşgul olan yanımla romanlar yazıyorum ama filozof –bunu da övünme sanıyorlar, oysa “işsiz” demenin yunancasıdır- olan yanımla anlamsızlık kriziyle uğraşıyorum. özetle, kişinin başına bela olmuş yalnızlık, özgürlük, anlamsızlık üçlüsüyle boğuşup duruyorum. bu boğuşmanın yaşı yazarlığımın yaşı olan sekizden büyük çünkü bir yazar olarak değil, bir insan olarak arkaik dönemlerimden beri ana sorum şu oldu: “ben burada ne yapacağım, benim ödevim ne?”

muhtelif zamanlarda ödev hakkında yazdığım yazıları ve özellikle yakın zamanda tamamladığım kader teorimi de dâhil ederek insanın macerası hakkında kalıcı bir eser bırakmak istedim.

ben bu akşam ölsem, bu eseri benim ana lafım sayınız ve mirasım belleyiniz. çürümüş olan dirseğimin yegâne tohumu “ödev”dir. bu adam bu dünyaya ne demek istedi, sualinin cevabı da “ödev”dir.

muhtelif kaynaklarda dediklerim, söylediklerim ne varsa paranteze alınız ve savunduğum şeyin nihai kemalini “ödev” sayınız.

okuyup düşündükçe düşünceler, fikriyatlar arası savruldum elbette. palyaçonun listesi’ni yazan çocuğun başından çok şeyler geçti. o gün o çocuk o cüce boyuyla dev meselelerin kokusunu alıyordu ve çilesini çekmediği soruları soruyordu. aradan geçen sekiz yılda kütüphaneleri yedikçe, düşünce haritam belirginleştikçe bakışım da kemale erdi. şüphesiz devam eden bir evrim var ama kaba iskeletin oluştuğunu söyleyebilirim.

işte “ödev” böyle çıktı.

zamanında ölüm korkumu “us” dindirmişti. “ödev” de bugün son kırıntıları temizledi.

yedinci evladım hakkındaki yorumlarınızı merakla bekliyorum.

kalemime destek veren, bana inanan herkese teşekkür ediyorum.

kanaatiniz nedir?

%d blogcu bunu beğendi: