bu laf çok evvelden beri sevimsiz gelir bana.
öncelikle tekamülü durdurucu bir tarafı var. ikincisi içerisinde yenilgi var. her barış bir yenilgi hamlesidir.
iki kişi yumruklaşırken araya birisi girer, “öpüşün” der. bu müdahale kavgayı bitirir çünkü kimse yenecek taraf bile olsa yumruk yemek istemez. yani burada bir sevgi değil bir korku vardır.
kendimle kavga halindeyken barış yapmam kavgayı ertelemem demek bu bir. beni ve kavga ettiğim kendiliğimi korkak kılar bu barış bu da iki. yani hiç yoktan ortaya iki korkak sürmüş oluruz.
iki kişi koşu yarışındayken bir taraf pes eder, savaşırken bir taraf teslim olur. aradaki fark savaşmak; yok etmek, boyun eğdirmek içindir, yarışmak; yenmek, geçmek için. işte içeride bir savaş varsa ve bu savaş lüzumsuzsa -yani bu kanaate vardığınızı varsayıyorum barış istediğinize göre- o zaman sevgi isteyin! yani kendinizle barışmayın, kendinizi sevin de bari eyleminiz samimi olsun. ayrıca sevgi korkaklıktan neşet eden bir şey de değil üstelik.
savaşmayı beceremiyorsanız, sevmeyi becerin.
kanaatiniz nedir?