duygular ve muhakeme

  • 4 dakikalık bir metin-

çok önemli bir konu hakkında yazıyorum. bu sefer “us” kelimesini bilerek kullanmadım.

önünüze konan bir zeka oyunu veya matematik problemi için bir muhakeme hazırlığı yapmazsınız. pratik ve hızlı düşünmeye alıştırılmış çelişki analiz mekanizmanız, cevabı tek bir doğru olan o sonuca ulaşıverir. bu muhakeme değildir çünkü içerisindeki tüm unsurlar rasyonel, sonucu da bir tanedir.

evliliğimi bitirsem mi, bu işi kabul etsem mi, okulumu değiştirsem mi, tayinimi filanca şehre aldırsam mı, falanca mahalleye taşınsam mı, şu konuda adil hüküm hangisidir… gibi soruları muhakeme yanıtlar ve gayet zordur. zor olmasının sebebi içerisinde çok fazla parametre olması ve en önemlisi paketinden hiç çıkartılmamış us yüzünden şaşkın ördeğe dönüyor olmamız. tüm doğrular birbirine girer, neyin doğru neyin yanlış olduğu bir türlü belirlenemez. özellikle de duygular işin içerisine girdiğinde tüm kararlar bulanıklaşmaya başlar. bu konu üzerinde epeydir düşünüyorum. kendi çok güvendiğim usumun da duvara tosladığı çok hadise yaşadım ve bu konuda bir rapor yazmaya karar verdim.

*muhakeme duygulardan inanılmaz derece etkileniyor. duygular yakıt olduğu kadar patlayıcıdır da. bu zehirlenme hali muhakemenin en çok ihtiyaç duyduğu o itidal halini bozuyor. o yüzden hafif duyguların yoğun formlarını (sevgi gibi) ve ağır duyguların hafif formlarını (kıskançlık gibi) bile uzaklaştırmak icap ediyor. duygular yoğunken algı bozulduğu için önümüzde duran bir kutuyu bile “anlamlı” görmeye başlıyoruz. o yüzden son haftalarda yoğun duygu yaşanmışsa karar vermemeli, birkaç hafta duygu diyeti yapılmalı.

*usun karar alma yetkisini kendisine vermek için irade geliştirme egzersizleri yapılabilir. spor bu konuda iyidir, oruç, perhiz, sıkıcı kitapları zorla okumak, sıkıcı filmleri zorla izlemek vs eylemler, ben’in bedene verdiği talimatla olduğu için hisleri değil usu tahta geçirir. us emir vermeli duygular, anlamlar, beden, düşünce, bu emre göre hizaya geçmeli.

*bazı ana yasalarımızın olması karar verme sürecini kolaylaştırır. yoksa her şeyi en baştan yeniden düşünmek zorunda kalırız her defasında. sözgelimi “benim için güven birinci sırada” gibi bir yasamız var diyelim. varsa iyi. konuyu her seferinde tekrar tekrar gözden geçirmek zorunda kalmayız da meselenin diğer parçalarını düşünürüz. yani ayağımıza takılacak ıvır zıvırı ortamdan çekmiş oluruz da dev resmi görürüz. yasamıza ters mi? üzerini çiziveririz.

*yavaşlamak, yavaşlamak, yavaşlamak… bunu diye diye gideceğim. gün içerisinde iki kez yavaşlama egzersizi yapılmalı yarımşar saat. telefon ve müziksiz ve kitapsız ve uğraşsız, öylece uzaklara bakarak oturmalı mesela bir yerde. duvar izlenmeli öylece, veya karanlıkta uyumadan oturmalı öylece bir koltukta. yavaşlamalı…

*deneyim iyidir. hindi gibi düşünmek teorik kalır. sokağa çıkmalı, agoraya inmeli ve bir şeyler yaşamalı.

*istihare, şans oku, zar atma, astroloji gibi belirsiz sonuçları olan metafiziğe bel bağlanmamalı. bunlar korkak kılar.

*aralıksız aynı mesela üzerine düşünmek kısır döngüye sokabilir. o yüzden gündelik yaşam bir şekilde devam etmeli. başka şeyler yapmalı, yaşamalı.

*elimizdeki en sağlam veriler şimdiye dek olanlar. yani istatistik. her şeyin şimdiye kadar olduğu gibi devam edeceği varsayılmalı.

*ahlakçılar ve düşçüler olana bakınca olanı değil olması gerekeni görür. olanı olduğu gibi o asimetrik yanlarıyla, estetik, hukuksuz, tutarsız, irrasyonel yanlarıyla görmeli.

*duygudan söz ettik ama bir eylem salt hırs, salt kıskançlık, salt öfke ve salt aşksa kesinlikle yanlıştır, diyebiliriz. aceleyse de öyle.

*haftalık insan perhizleri, telefon perhizleri iyidir. bir süre bilerek alışkanlıkları değiştirmek iyidir. sakal, saç tipi değiştirmek, giyim rengi değiştirmek, eve farklı yoldan gitmek iyidir.

*geçmiş hadiselerde kendi suçluluk analizinizi yaptığınızda kader, şeytan ve filanca dışında suç atacak kişiler bulamıyorsanız zaten suçlu olma yeteneğiniz, yani sorumluluk kabul etme yeteneğiniz gelişmemiş demektir. filanca konuda farklı tercihler yapsam her şey daha iyi olurdu, diyebilmelisiniz.

*bir önceki maddenin bir de ifratı var. her şeyde, lüzumlu lüzumsuz her meselede siz suçluysanız da muhakeme sakatlığı demek. suç analizi gerçek bir muhakeme işi. 

*us bozucu ortam ve insanlardan kaçmalı. nasıl bozduğu anlaşılamıyor olsa da bir şekilde bozduğu hissedilirse mekan ve insandan ilişki kesilmeli.

*istişare, münazara gibi akıl akıldan üstündür teknikleri iyidir. dış akıl sizden akıllı olduğu için değil sizdeki duygusal kirlenme kişisel olduğundan bazen dışarıdan bir şeyler çok net göründüğü için iyidir. dış tavsiye ille de uygulanacak diye değil, dış göz yeni bakış katsın için iyidir.

*bir şeylerin uyuşturucu tesiri altında uyuşuklaşmış olan şuurumuz için “sen ne yapıyorsun?” diyecek bir iç ses beslemek iyidir, uyanış ve farkında oluş için.

*benlik işgali varsa eylem yanlıştır, salt kârsa eylem yanlıştır, risk yoksa, kadim emekçiler rakipleşiyorsa, hürriyet elden gidiyorsa, sabahları keyifsiz uyanılıyor veya artık gece uyunamıyorsa eylem yanlıştır.

*genelde cesurca olan, yeni deneyim ekleyen, daha özgüvenli kılan eylem doğrudur.

*zaman ve para hesabını çok sıkı yapmamalı. eklediği şey tecrübe, mutluluk ve cesaretse eylem doğrudur.

(kare eşkıya’dan)

kanaatiniz nedir?

%d blogcu bunu beğendi: